Amerikan New York Times gazetesi, mikropların bilim adamları tarafından henüz tam olarak çözülememiş gizemli dünyasıyla ilgili bilinmeyen noktaları ve bu konudaki yeni keşifleri derledi...
* Vücudumuzda, hücrelerden 10 kat daha fazla mikrop var.
* İnsanın ağız bölgesinde 500-1000 arası mikrop türü bulunuyor. Bunlardan yalnızca 100-200 tanesi başka bir insanın ağzında yaşayabiliyor. Bir insanın sol elinde yaşayan mikropların yalnızca yüzde 17’si sağ elinde de yaşayabiliyor.
* Doğduğumuz andan itibaren vücut mikroplarla tanışıyor. Anne karnında steril olan bebekler doğum aşamasında mikropları vücuduna almaya başlıyor. Normal doğumla doğan bebek doğum kanallarındaki mikroplara maruz kalırken, sezaryenle doğan bebeğin vücudu yetişkin derilerinde bulunan mikroplarla kaplanıyor.
* Sezaryenle doğan çocukların astım ve alerjiye yakalanma risklerinin daha yüksek oluşu, kimi uzmanlar tarafından bu bebeklerin annenin doğum kanalındaki mikropları alamamasıyla ilişkilendiriliyor. Zire mikroplar bağışıklık sisteminin gelişmesinden en önemli unsurlardan biri olarak görülüyor.
* Kırsal alanlarda yaşayan ve sokakta oynarken topraktan sağlıklı mikroplar alan çocukların, şehirde büyüyen çocuklara kıyasla daha güçlü bir bağışıklık sistemleri oluyor.
* Mikroplar sadece sindirim sistemimizin çalışmasına yardımcı olmuyor. Burnumuzdaki mikroplar, antibiyotik görevi görerek hapşırdığımızda ortaya çıkan zararlı mikropları öldürüyor.
* Bağışıklık sistemi, hastalığa yol açan birçok mikroba karşı savaş açarken, vücudumuzdaki binlerce zararsız mikrobu tolere ediyor. Mikrop toplulukları bağışıklık sisteminin doğru dengeyi kurması için rehberlik görevi üstleniyor.
* Hastalıklar, bazı durumlarda vücutta değişikler yarattığında yeni mikroplar vücuda girerek bizi koruyor.